Alkolle Yaşam Derneği


Rolüme adapte olabilmek için bir hafta alkolle yaşayan ve alkolle övünen insanların yanında kalmam gerekti ve bu bir haftanın sonunda kendimi onlardan biri gibi hissetmeye başladım, konuşmalarım ve hayat tarzımın değiştiğini gördüm.

Sabah kendime bir kadeh şarap koydum ardından işe gitmek için yola çıktım akşam iş çıkışında arkadaşlarla Nevizade'ye gittik, dokuz adet 50'lik bira ile geceyi bitirdik aslında dokuzdan sonrasını sayamadık, geceyi bitirdiğimi düşünmüştüm ama bitmemiş, arkadaşın evine gittik tekila shot yaptık iki şişe bitridiğimde kendimi küvette buldum, saat beş olduğunda artık eve gitmenin anlamsız olduğunu düşündüğümden arkadaşımda kaldım, sabah bana beyaz şarap ikram etti onunla güne başlamak iyi geldi bana. Akşam kendi evimdeydim eve girer girmez biraz güçlenmek için votka enerji yaptım, yaklaşık üç bardak içmişim bu enerjiyle biraz yerimde duramayınca çıktım hava aldım dışarıda, eve gelince yatmadan önce aldığım viski şişesi geldi aklıma buzluktan buz çıkarıp kendime bir kadeh viski koydum, şişeyi bitirdiğimde yavaş yavaş uykumun geldiğini hissedip koltuğa kıvrıldım. Yaklaşık yedi gecedir böyleyim yatağımı özledim koltuykta uyuyp kalmak çok yorucu oluyor, karaciğerimi de hissetmiyorum ayrıca beynim sünger gibi oldu, biriken içki şişelerini de atmaya kıyamadığımdan evde adım atçak yer kalmadı. Annemi babamı tanıyamıyorum çok değiştiler, arkadaşlarım da başlarda çok seviyordu beni şimdi onlar da bir garip oldular. Şimdi kendime bir kadeh viski koymaya gidiyorum döndüğümde masamda bir şişe votka istiyorum.

Ne yaptı sana bu kalabalık ?


Kadıköy'de hatalı park edilmiş arabanın çekilmesini seyreden kalabalığın arasındaydım, öyle ki bu olayı izlemeye şehir dışından gelenler bile vardı. Çanakkale ve Edirne'den iki aile gelmişti hatta. O kalabalığın arasında yanlış veya kötü bir kelime söylemeyi düşledim, düşleseydim linç edilirdim kesinlikle ve söyledim de tutamadım kendimi. O araba hatalı park edilmemiş dedim bağırarak sonra ordan bir çocuk "evet" dedi annesine. Çünkü baktım az ilerde neredeyse iki adım ilerde yine aynı koşullarda park eden arabalar vardı ve o arabaların sahipleri park etmek için para veriyordu. Paralel dünyaların olduğuna inancım bir kez daha arttı çünkü çocukken o yolda park edilen arabalar hemen, göz açıp kapayıncaya kadar çekiliyordu şimdi ise parayı veren arabasını istediğ yere park ediyordu hatta hiç bir dükkanın önü kapanmıyordu ya da kapanmıyormuş gibi yapılıyordu. O çekilen araba da çocukluğumdan kalma bir hayaldi, o kalabalık ise karşıdan karşıya geçmek isteyen bir grup insan topluluğuydu "şimdi karşıya geçebilirsiniz" diyecek olan trafik lambasının sesini bekliyorlardı, ama yine büyük korkularımdan birini yendim. Kalabalığın içinde yine bağırdım hem de linç edilmeyi göze alarak.