Bir mal olarak uyumak!

Neydi hani gece insan olarak uyuyup da sabah bir haşere olarak uyanan delikanlının adı? Hah biliyorum biliyorum, sizi sınadım sadece haddim olmayarak. Çok uzun süredir sabahları kafamda bu sahneyle uyanıyorum; memleket meselelerinden tutun da kendi içsel sıkıntılarıma umursamamanın tek yolu sabah bir böcek olarak uyanmaktır herhalde, sabah kalkar kalkmaz fıtı fıtı mutfağa gidip biraz kırıntı yersiniz sonra bıdı bıdı salonda koltuğun altında uyursunuz, sonra biraz daha kırıntı yer sonra yine uyursunuz, evde kedi olmasın ama o tehlikelidir sizle oynar da öldürür falan, eklem bacaklı için ne felakettir. Her neyse sizi haşerat olarak uyandırmak Allah'ın bileceği iş. Haşa ona ortak koşmak olmaz Kafka bunu yapmıştır sonra ne olmuştur, yemeden içmeden kesilip 30 kiloda ölmüştür canım benim. Baktınız böcek değilsiniz sabah, hiç olmazsa mal olarak uyanayım da ülkemde olup bitene aldırmadan akşamı edeyim diye düşünürsünüz o halde. Bu da bir nebze kurtarır. (nebze demeyi sevmiyorum, vintage demeyi de sevmiyorum ayrıca)

Böcek canım yaa


Ben tabi yine bu sabah asil bir kent soylu olarak uyandım sisli puslu İstanbul sabahına, evim Kadıköy'ün 1600 blok doğusunda olduğu için -çocukluğumdan beri hep bir New Yorklu gibi adres tarif ederim- sabah çok erken kalkmam gerekiyor. Düşünün gazete almak istesem bakkallar bile kapalı oluyor o saatte ki akranlarım gibi elimde gazeteyle ofise girmeye hep özenmişimdir. İş yerim Maslak'ta, size burayı ilerleyen yazılarımda uzunca anlatırım, hatta Maslak üzerine güzel, parlak, faydalı bir yazı yazılabilir bile.

Günün güzel geçmesinden umutluydum sabah o yüzden kahvaltımı yaparken kendimi Oya Küçümen sesiyle hayal ettim, kahve, sandviç isterken hep böyle bir sevimlilik abidesi şeklinde elimde balonlarla dolaşabilirim diye. İşe yaradı tanrı bana Oya Küçümen sesi bahşetti yeni yılın ilk çarşambasında. Yılın ilk çarşambası diyorum, benim için ilk ve son fark etmez aslında, sıkı sıkya bağlı olduğum, beni ben yapan yemek kartım dolu olsun yeter, bunun gerçekleşmesi için ayın herhangi bir günü ilk olabilir. Ben bir de bu blogu hayata döndürmek için bugünü seçtim. Blogu açıp işlerden güçlerden bir Tarık Akan boyu yol gidememek beni çok üzmüştü, ama ilerleyen zamanlarda ya da her gün burayı boş bırakmamak adına uğraşacağım didineceğim.  Yeter ki siz sevinin mutlu olun diye. Şimdilik bu kadar hadi kaçtım ben Muhteşem Yüzyıl'da İznik çinisi rolündeyim izlersiniz.