Tembellik ile Üşengeçliğin Bahçesinde Bir Gün


Bugün hiç kalkmadım oturdğum yerden, tuvalet ve su ihtyacı için ayaklandım sadece. Artık bana birinin emretmesi gerekiyor, iplerimi eline vereceğim birileri ya da biri lazım.

Sabahları da erkenden uyanıyorum saat 7'de gözlerim açılıyo yatakta dönüyorum, çok mu erken yatıyorum? Hayır sabaha kadar otryorum neredeyse. Zaten yavaş yavaş ev kadınına dönüşüyorum Tanrıya yakarıyorum beni kadın programlarından uzak tut kumandayı koltuk kanepenin arasından çıkarma diye. Kitap okumak istyorum onu da yapamıyorum, ön söze gelmeden sıkılıyorum. Müzik dinlerken de içim geçiyor dağnık mp3 listesi miğdemi bulandırıyor, her seferinde düzenlemek için başına oturuyorum bilgisayarın aynı çekmecelerim gibi karmakarışık yapıyorum. Kahve ve çay içmekten miğdem kahvehane gibi oldu. Evin şeklini değiştirmeye kadar geldi sıra onu da yaptım şimdi evde hiç bir elektronik eşya doğru düzgün çalışmıyo hepsi elektrikrten uzakta kaldı, yarın tekrar onları aynı yerine taşıyacağım. Fotoğraf çekmeye diye çıkıyorum makinemi açmadan hava kararıyor, ben açana kadar yani, üşengeçliğim tavan yaptı resmen, arkadaşları aramaya geldiğinde sıra, onun sırası da geçti ben bile fark etmedim. Resim yapmam için de malzeme lazım kim gidip alcak şimdi, maket yapmak da biraz gözlerimi yordu sanki, kuaföre gidesim var ama postiji bilmyorum daha, o da ne demek? Yazı yazmak biraz rahatlatıyor... Tamam hadi sıkıldım... Ayakkabı fırlatasım var aynada kendime.