NE OLACAK BU ÖN YARGI ?
















Türk sinema seycisinin aptal yerine konduğunu küçük görüldüğünü dün bir kez daha anladm. Ciddi ciddi siz sinemadan anlamıyorsunuz herşeyi biz biliyoruz diyor yapımcılar yönetmenler senaristler. Sinemaya onlara değer verip parana kıyıp gittiğinde karşına seni basit bir planla kandırmaya çalışan sadece egolarına ve hırslarına yenik sinemacılarla karşılaşıyorsun. Ne yapıp edip bir film yapmalıyım ve bunu en lüks sinema salonunun bütün salonlarında gösterime sokmalıyım sonra yatırdığım parayı beşe katlamalıyım diye düşünen sinemacılara. Bizden de türk sinemasına karşı ön yargısız olmamızı bekliyorlar.








Engin Günaydın'ın son derece akıllıca yazmış olduğu belki de tiyatro sahnesinde daha verimli olacak olan Vavien'in senaryosu çok da etkili olmayan bir performansla beyazperde de kendini gösterdi. Seyircilerden olumlu tepkiler alan film ilk bakışta Nuri Bilge Ceylan'ın 'Üç Maymun' filmine benzer bir başlangıçla karşımıza çıkıyor. Türk erkeğinin bastırılmış ve yarım kalmış cinselliğini gizli gizli yaşaması hele ki karısından gizli yaşaması filmin gidişatıyla pek alakalı olmadan başında işleniyor ve orada yarım kalıyor. Koca tarafından ezilen  kadının da kocasından gizli işler çevirmesi de her ne kadar bağımsız olmayı istese de koca tarafından hep gözetilmesi korunması ve ilgiye muhtaç olduğunu belli etmek istiyor. Bu konu burada yarım bırakılıyor.


Filmde bütün olup bitenler son yarım saate sıkıştırılmış, düşünürsek ve bir soru soru sormamız gerekirse madem bu kadar sürede anlatılabilecek bir hikaye varken niçin filmin uzuntutulduğu olacaktır. Binnur Kaya'nın karakteri filmin başından sonuna kadar can sıkıcı ve yorucu, böyle büyük oyunculuklar bu tarz filmlerde sıka biliyor. Aynı yüz ifadesi tüm film boyunca bal mumu heyekel gibi karşımıza çıkıyor, kara film türüne sığınmış bir filmde herkesin şive taklidi yapar gibi konuşması güldürü filmine kaydırıyor seyirciyi. Bir bildik söz vardır. Eğer bir komedi filmiyse çok sıkıcı ama eğer bir kara komediyse de çok komik bir film olmuş deriz aynen bu sözü karşılar nitelikte bir film çıkıyor karşımıza.


Üç Maymun gibi başlayıp bazı yerlerde Recep İvedik ve Burhan Bey gibi devam eden sonunda da Issız Adam gibi biten Vavien başlangıçta da zaten hiç bir şey vaad etmiyor. güldürü filmi diye giden nefret edip çıkıyor Kara Komedi diye gidenler ise neden güldük biz şimdi diyor.





Yine de olamsı gereken yerde değil henüz türk sineması Yahşi Batı ve türevleri seyircinin sinema da ki espiri anlayışı eşiğini nasıl sabit tutuyorsa ya da düşürüyorsa ki bunu son derece stratejik bir şekilde gelecek türevlerine de yardımcı olmak için yapıyorlar. Gece yastığa başlarını koyduklarında akıllarına gelen espiri için bir sahne çekmeye karar veren yönetmenler bütünlüksüz kurgu çöplüğü haline getirdikleri filmleri ile bu işi bilen seyirciyi türk sinemasından daha da soğutuyorlar. Sinema salonlarının önünde kuyruk bekleyen seyircilerin acaba yüzde kaçı memnun ayrılıyor salondan.


Recep İvedik gibi gülünüp geçilmesi gereken bir filmin -kendi türünde oldukça başarılıdır ki baştan bir karakter yaratıp o karakteri ayakta tutan başka bir film aklınıza geliyor mu bu ülkede-ardından defalarca yorum yapan seyircilerin ve eleştirmenlerin, anlamadıkları aşırı entellektüel filmlere ödül veren jüri üyelerinin biraz bu probleme karşı çözüm üretmeleri gerekiyor.